STRES YÖNETİMİNDE NEFES FARKINDALIĞI
STRES YÖNETİMİNDE NEFES FARKINDALIĞI
Nefes tüm
canlılar için yaşamsal bir öneme sahiptir. Nefes alışverişi; beslenme,
boşaltım, güvenlik, hareket ihtiyaçlarından ve tüm psikososyal ihtiyaçlardan
(sevilme, takdir edilme, uyarılma vb.) önce gelir. Nefes yaşamdır. Nefes yoksa
yaşam da yoktur.
Bir insan
ortalama günde 17000 ile 23000 arasında nefes alıp verir. Ortalama 20.000 kez yaptığımız
bir davranışın kaçını fark ediyoruz? Fark ediyorsak yeterince önem veriyor
muyuz? Gün içinde nefesimizle bilinçli bir şekilde buluşuyor muyuz? Bilinçli
beslendiğimiz, bilinçli düşündüğümüz, bilinçli tükettiğimiz gibi bilinçli nefes
alışverişimiz oluyor mu?
Öncelikle
nefesin fizyolojik kısmına değinelim. Lise dönemi biyoloji bilgilerine bir göz
atalım; otonom sinir sistemi, periferik sinir sisteminin bir bölümüdür.
Bedenimizdeki istemsiz hareketleri, organların fonksiyonlarının kontrolünü
yürütür. Kalp atışımızı, mide asitlerimizi, göz bebeğimizi, böbrek
fonksiyonlarımızı sürekli kontrol etmek zorunda kalmamamız (bir an unuttuğumuzu
düşünürsek) Otonom Sinir Sistemi sayesindedir. Nefes, hem kendi kontrolümüzde
olan hem de istemsiz devam eden bir eylemdir. İstediğimizde mide asitlerimizi ya
da bağırsaklarımızı kontrol edemeyiz ama nefesimizi derinleştirmek, tutmak,
istediğimiz her an yapabileceğimiz bir durumdur. O yüzden nefes farkındalığı
dediğimizde, nefesin otonom sürekliliğinin yanı sıra kendi istediğimiz şekilde
alınan nefes aklımıza gelmelidir. Farkında olarak aldığımız, verdiğimiz ve
tuttuğumuz nefes bilinçlidir.
“Bilinçli
Nefes”, nefesin burun deliğimizden, nefes borumuzdan geçerek ciğerlerimize
ulaştığını, diyafram kasımızın düzleştiğini, nefesimizin ciğerlerimizin alt,
yan, orta ve alt bölümlerini doldurduğunu hissetmektir. Ciğerlerimiz
nefesimizle doluyken nefesimizi sakinlikle tutabilmemizdir. Nefesimizi verirken
diyafram kasımızın yukarı kubbeleştiğini, nefesimizin ciğerlerimizin alt, orta
ve üst kısmından boşalarak nefes borumuza, oradan da burun deliklerimizden dışarı
çıktığını hissetmemizdir. Binlerce kez yaptığımız bir eyleme farkında bir
şikelide yapmayı seçmektir.
Şimdi size bir
davetim var; her gün en az on kez bahsedildiği gibi bilinçli, farkında derin
nefes alış verişi yapabilir misiniz?
Bebeklik
döneminde akciğerlerimizi tam kapasite kullanırken, yetişkinlikte düzenli hareket etmediğimiz,
masa başında fazla vakit geçirdiğimiz için, omurga ve omuzlarımız eğikleşir ve
bu durum akciğerimizin tam kapasite çalışmamasına, yeterince havalanmamasına ve
sığ nefes sayımızın artmasına neden olur.
Sığ nefes; ciğerlerimizin üst kısmını kullanarak aldığımız nefestir. Sığ nefes
ciğer kapasitemizin % 30’unu kullandığımızı gösterir. Yani %70 kullanım dışıdır.
Nefes
farkındalığı ile nefesimiz derinleşir. Böylelikle akciğer kapasitemiz artar,
bedenimize daha çok oksijen girer. Daha çok oksijen daha çok canlılık, daha çok
yaşam, daha az hastalıktır. Sığ nefesler, Sempatik Sinir Sistemi aktivasyonuna
sebep olur. Buna bağlı beyinde ilgili kimyasallar neticesinde, nabız hızlanır,
kaslar gerginleşir, beden “ALARM” durumuna geçtiği için bir tehdit var gibi
tetiktedir. Stres durumunda da aynı mekanizma tetiklenir. Titreme, terleme görülebilir,
nefes daha da hızlanır. Fakat derin ve yavaş nefesler sonucunda, Parasempatik
Sinir Sitemi ve buna bağlı beyin kimyasalları neticesinde beden stres
durumundakinin tam tersi hormonal ve fizyolojik reaksiyonlar gösterir. Beden, “Her
şey yolunda” mesajını aldığı için rahattır. Nabız düşer, kan basıncı düşer, beden
gevşer ve sakinleşir. Derin nefeslerle gevşeme sağlandığında beyin
dalgalarından Alfa’nın (Rem uyku veya uyku öncesinde görülen beyin dalgası)
daha sık gözlendiği görülmektedir. Böylelikle rahatlık sadece bedende değil
beyinde, düşünme halinde de hissedilir. Tüm bu sebeplerden “Stres YÖNETİMİ”nin
en temel ilacıdır.
Farkındalıklı
nefeslerle dolu bir yaz geçirmeniz dileğiyle…
Saygı ve sevgilerimle…
Meltem
Şahiner Öncül
Yorumlar
Yorum Gönder