FARKINDA YAŞA

 

FARKINDA YAŞA

“Farkında Yaşamak” gerçekten çok zor. Neye üzüldün neye kızdın? Kalbin hızlı mı çarpıyor, yemeğin içinde karanfil mi var?

Fena halde zor. Dikkatini sadece ama sadece yaşadığın ana odaklamak fena halde zor. Peki neden, neden bu kadar zor?

Bedenimiz, organlarımız, hücrelerimiz bizden akıllı, çünkü milyar yıllık geçmişleri var ve atalarımızın deneyimleri hedefinde planlanmış, sıralı kodlarımız var. A, B, C…Z planları var, savunma mekanizmaları, koruyucu organizma ve hücreleri var. Ve baktığımızda her organın bir  “Koruması” var. Kalbin koruması kaburga, gözün koruması göz kapaklar, beynin koruması kafatasımız. Dıştan gelen tehditlere karşı kafatasımız beynimizi koruyor. Ama içten gelen bir tehditle nasıl başa çıkıyor?

Beynimiz bir Anda milyonlarca uyaranla başa çıkabilmek için otomatikleşiyor, kendini korumak için yani. Çünkü milyonlarca uyaranı analiz etmenin ve bu uyaranlara dikkat etmenin insanoğlu için yaşamsal bir önemi yok. Yaşamsal önemi olmayan bu kadar uyaranla başa çıkmak için beyin otomatikleşiyor. Ama bunu yaparken düşünce biçimimizde otomatikleşiyor, farkında olmadan düşündüğümüz şeylerle zaman geçiyor, kafana taktığın aile meselelerin, ödeyemediğin borçların, almak istediğin araba, söyleyemediğin sözlerin, yiyemediğin poğaça, ağrıyan ayağın, sararmış tırnakların, geçen kadının hırkası…

Yaptığın ya da yapamadığın, yapmak istediğin ya da yapacağın şeyler yüzünden anı yaşayamıyorsun. Anı yaşamak hep bu geçmiş ve gelecek yüzünden olmuyor işte. Hâlbuki geçmiş ya da gelecek diye bir şey yok ki. İronik ama öyle. Senin ANı yaşamanı engelleyen şey aslında koskocaman bir hiç. Hani nerde birisi bana göstersin geleceği. Ya da birisi bana göstersin geçmişi. Koskocaman bir hiç. Var olan tek şey ŞİMDİ, ŞU AN.

Anı yaşa diyince aklına “Ye- iç- gez-toz-keyfine bak”  gelebilir. Bahsedilen anı yaşamak, dikkatini yaşadığın ana odaklamak demektedir. Üzülüyorsan üzüldüğünü fark et, farkında olarak acını yaşa, dibine kadar düşün neden nasıl niye? Düşünmeyi seçerek düşün. Düşüncene sen kendin yol ver.

Bilinçli bir şekilde, kendi isteğinle, düşüncelerine, bedenine, duygularına odaklan. Kendini yargılamadan olduğu gibi kabul et ve yaşadığın her Ana odaklan.

 

2016 bitti, artık yok ve hiç olmayacak. 2016’dan geriye kalan tek şey Anların. 2017’de daha fazla bilinçli Anlar yaşaman dileğimle.

Sevgi ve saygılarımla…

 

Psikolog

Meltem ŞAHİNER ÖNCÜL

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DUYGU YÖNETİMİ; KAPLUMBAĞA TEKNİĞİ

PSİKOLOJİK OLGUNLUK

EN İYİ YOL BİLDİĞİN YOL MUDUR?