MAYMUNLARLA SAHTE ANNE DENEYİ

 

MAYMUNLARLA SAHTE ANNE DENEYİ

Psikoloji camiası, geniş yelpazede birçok konuyu araştırmaktadır. Bu konuların üzerine yapılan deneyler, araştırmalar, anketler, gözlemler neticesinde kuramlar, teoriler, kavramlar gelişmektedir. Bu ay ki yazımda sizlerle “Güvenli Bağlanma”nın önemini vurgulayan Psikiyatrist Harry Harlow’un “Maymunlarla Sahte Anne Deneyi”ni kısaca paylaşacağım.

Psikiyatrist Harlow’un otuz yıl kadar süren bu deneylere başlama sebebi anne-bebek yakınlığının kaynağını incelemektedir. Harlow ve Zimmerman’in 1958 yılında yaptıkları aslında etik olmayan, hayvan haklarına aykırı ve insanlık dışı olan fakat buna rağmen bilimin bakış açısını köklü bir şekilde değiştiren maymunlar deneyi kısaca şöyledir; Deneyde yeni doğan maymunlar ve yeni doğan maymunların iki türde “Maket Anne”leri vardır. Maket anneler, tel şeklinde maymuna benzeyen oyuncaklardır. Maket annelerden birisi “Sıcak Anne”dir. Sıcak anne telin üzerinde yumuşak peluş bir örtü ile kaplıdır ama süt vermemektedir. “Soğuk Anne” olan diğer maket ise, sadece tel bir oyuncaktır, soğuk ve serttir fakat tek bir memeden süt verebilir. Yeni doğan maymunlar biyolojik anneden alınıp iki maket annenin olduğu kafese konulur ve incelenir. Zaman geçtikçe karınları acıkır ve “Soğuk Anne”nin göğsünü emerek karınlarını doyururlar ama uyumak için “Sıcak Anne”nin yanına gidip sarılırlar. Belirli zaman sonra maymunlar tüm günlerini “Sıcak Anne”nin yanında geçirirler ve sadece karınları acıktığı zaman “Soğuk Anne”ye gidip karınlarını doyurup hemen geri dönerler. Araştırmacılar yavru maymunları korkuttukları zaman hemen sıcak anne maketinin yanına giderler. Deneyin ilk kısmı burada sona erer. Otuz yıl süren deneyde birçok değişken eklenir ve gözlemlenir. Sallanan maket anneler, hareket edebilen maket anneler, ergenlik dönemine gelen maymunların davranışları, çiftleşme davranışları, güvenli bağlanma yaşayamayan maymunların yetişkinlik dönemleri ve ebeveyn olduklarında bebekleri ile ilişkileri gibi incelemeler devam eder. Yapılan deneylerde öz olarak görülmektedir ki; bebeklik döneminde anne sıcaklığı ve sevgisi, kişinin karakter gelişimini ziyadesiyle etkilemektedir.

Bu deneyler serisi, o zamana kadar bilim dünyasında kabul gören güçlü bir inanışı değiştirmiştir. O zaman ki bilim insanları (Pavlov, Skinner gibi); çocuk gelişiminde güçlü, otoriter, sert ebeveynleri destekleme, ödül ve ceza yöntemlerini önermektedir. Harlow’un deneylerine kadar, tüm canlılarda ve insanlarda da anne-bebek yakınlığının, bağlılığının sebebi; temel, içgüdüsel, açlık, susuzluk, cinsellik gibi dürtüler olduğu inanılırdı. Fakat Harlow’un deneyleri bu inançları değiştirmiştir. Eski inanış; anne ile çocuğun yakın ve sıcak oluşu, bebeğin yiyeceği anneden alıyor olması yönündeyken deneylerden sonra bu inanış ters dönmüştür. Anne ve bebek arasında kurulan bağ, açlık dürtüsünden daha fazlasıdır. Bir bebeğin gelişimindeki temel ihtiyaç sadece beslenme, uyku, alt değiştirme gibi biyolojik kaynaklı değildir! Sevgi, güven, sıcaklık ve temas gibi psikososyal ihtiyaçlar da temel ihtiyaçtır. Annenin sadece varlığı ya da süt vermesi değil bedenin sıcaklığı ile bebeğe güven verdiği görülmektedir. Aslında annenin bedeninin sıcaklığı sütünden daha önceliklidir.

 

Ayrıca annenin beden sıcaklığının önemine daha derin varoluşsal anlamalar da atfedilebilir. Annenin sıcaklığı onun yaşadığını yani CANlılığını yani biricik ve özel olduğunu da göstermektedir. Annenin süt ile var olmasındansa sütsüz ama sıcak olması yani CANlı olması daha önceliklidir (Tabi hem sütlü hem sıcak en önceliklisiJ). Maymunlarla yapılan bu deneyler bizlere günümüzde bilim geliştikçe insanın sıcaklığından uzaklaşıp mekanikleştiğimizi hatırlatıyor. Fakat üretilen hiçbir şey, hiçbir metateknik bir canlının (insandan bitkiye) sıcaklığını, biricikliğini, doğallığını, samimiyetini ve özgünlüğünü veremez.  Dünyada maddi manevi hiçbir güç bir CANlının sıcaklığını var edemez. İşte tam da bu sebeple hem kendi hem de başka her canlının sıcaklığının, canlılığının, biricikliğinin kıymetini daha çok anlayalım.


Sevgi ve saygılarımla…                                                        


Psikolog/Meltem Şahiner Öncül

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DUYGU YÖNETİMİ; KAPLUMBAĞA TEKNİĞİ

PSİKOLOJİK OLGUNLUK

EN İYİ YOL BİLDİĞİN YOL MUDUR?