KOVİD19 PANDEMİSİ ve RUH SAĞLIĞI
KOVİD19
PANDEMİSİ ve RUH SAĞLIĞI
Tarih bugünleri yazacak! Dünya olarak bu kritik dönemi nasıl
atlattığımız, bundan 50-100 yıl sonra yazılacak. Bir hikâye gibi bizden sonraki
nesiller bu günlerimizi okuyacak, izleyecek, ders olarak öğrenecek. Sadece
dünya tarihi değil, minik dünyamızda da bugünler anlatılacak. Babaannelerimizin
bize anlattığı kıtlık zamanları gibi, Covid-19 pandemiside torunlarımıza
anlatılacak.
Pandemi ve Ruh Sağlığımız
Az değil, sekiz aydır Türkiye'de korona virüsü var ve geniş bir
perspektifte yaşamınızın her alanına dokundu. Hayatımızın (en azından bazı
kısımların) altı üstüne geldi dense yanlış olmaz. Ekonomimiz, iş hayatımız,
ebeveyn tutumlarımız, beslenme alışkanlıklarımız, eğitimlerimiz, uyku
düzenimiz, teknoloji ile ilişkimiz, eşimiz, sevgilimiz, dostumuzla ilişkimiz ve
daha fazlasını korona etkiledi. İnsanın her alanını değiştiren bir şey tabiî ki
ruh sağlığını da derinden etkiler çünkü insan biyopsikososyal bir canlıdır.
Yani, biyolojimiz, sosyal yaşamımız ve psikolojimiz birbirini direk
etkilemektedir. O yüzden Kovid- 19 pandemisi yalnızca biyolojik sağlığımızı
değil ruh sağlığımızı da tehdit etmektedir.
Ruh Sağlığı Hastalıkları Öncesi Bazı Sinyaller
Takıntılı davranışlar, öfke patlamaları, geçmeyen gerginlik,
gerilim, ağlama krizleri, isteksizlik, keyifsizlik, atalet gibi durumlar ruh
sağlığımızın etkilediğinin göstergesi olabilir. Hayatımızın değişmesiyle
farklılaşan bu gibi duygu durumlarımız ve bazı davranışlarımız Depresyon,
Anksiyete Bozukluğu, Obsesif Kompülsif Bozukluk (Takıntı Hastalığı) gibi ruh
sağlığı hastalıklarının habercisi olabilir.
Hangi İhtiyacımız Eksik?
Diyelim ki, halsizlik-yorgunluk şikâyeti ile doktora gittik,
doktor bizi dinledi, muayene etti, bazı durumlardan şüphe etti ve kan tahlili
istedi. Sonuçlara baktığında vitamin eksikliğimizin yüksek olduğunu gördü,
vitamin ilacı yazdı ve beslenme önerilerinde bulundu. İlaçları kullandığımızda
ve beslenmemize özendiğimizde zamanla bu durumun geçtiğini gördük. Eksiklik
bulunup doyurulunca zamanla iyileşme gerçekleşir. Aynı şey ruh sağlığımız içinde
geçerlidir. Neyin eksik olduğunu bulmak, bu eksikliği doyurmak için nelerin
mümkün olduğunu araştırmak (ütopik hayallerle kurban rolüne girmeden) ve bunun
için çabalamak gerekir. Neyin eksik olduğunu araştırırken bütüncül bakış
açısıyla yani biyopsikososyal açlıklarımıza bakmak faydalı olacaktır. Her
insanın doğuştan getirdiği açlıklar vardır ve bu açlıklar doyurulmazsa zamanla
ruh sağlığı hastalıklarına ve bedensel hastalıklara (migren, reflü, egzama,
fıtık gibi) sebep olabilir.
1. Psikolojik İhtiyaç:
Temas iletisi açlığı psikolojik ihtiyaçlarımızın başında yer alır. Var
olduğumuzu gösteren her uyaran temas iletisidir fakat açlığı doyurmak için daha
kaliteli uyaranlara ihtiyaç vardır; sevme, sevildiğini hissetme, kendini
güvende hissetme ve samimi bir iletişim oldukça doyurucudur.
2. Biyolojik İhtiyaç:
Egzersiz, temiz hava, sağlıklı beslenme, düzenli uyku, fiziksel aktivite
biyolojik açlıklarımızdan başlıcalarıdır.
3. Sosyal İhtiyaç:
Dostlarla konsere, sinemaya gitmek, dernek, sivil toplum örgütü gibi kurumlarda
aktif rol almak, arkadaşlarla farklı yerlere geziler, yürüyüşler, bisiklet
turları yapmak, yardımlaşmak sosyal ihtiyaçlarımızdır.
Bir ihtiyacımız diğerinden daha önemli ve öncelikli değildir.
Güneş, hava ve su gibi üçü de olmazsa olmazdır.
Neye veya nelere ihtiyacımız olduğunu bulduysak madem, o zaman
yeni olana adapte olma, eski olanı revize etme, genlerimizin en iyi bildiği
şeyi yapma zamanı; adaptasyon.
Yaşamımız biz istemesek de değişti! Alışkanlıklarımızın dışına çıkmak
zorunda kaldı. Bizim kontrolümüzün
dışında, istemediğimiz şekilde değiştiği için yeni olan yaşama uyumumuz
zorlaşıyor olabilir. Alışkın olduğumuz hayatı sürdürmekte direnebiliriz. Her
şey bu kadar değişmişken diretmek niye (Tam bu noktada kontrolcü ve mükemmeliyetçi
yanlarımıza bir göz atmakta fayda var.)? Eski normalimizde yaptığımız şeyleri
aynı şekilde sürdürmeyi beklemektense, yeni yaşamı kabul edip ihtiyaçlarımızı
bu yaşama uygun bir şekilde karşılamanın, hali hazırda içimizde var olan uyum
becerilerimizi ortaya çıkarmanın yollarını araştırabiliriz. Adaptasyon,
damarlarımızda akan kanda, beynimizdeki nöronlarda mevcut!
Saygı ve
sevgilerimle…
Psikolog /Meltem Şahiner Öncül
Yorumlar
Yorum Gönder