EN İYİ YOL BİLDİĞİN YOL MUDUR?
EN İYİ YOL BİLDİĞİN YOL MUDUR?
Sevgili
enginar. Geçen yıl bu zamanlardı, senin faydalarını okumuştum, karaciğeri
koruyormuşsun, böbrekleri ve bağırsakları temizliyormuşsun, kandaki şeker
oranını düzenliyormuşsun, sindirimi kolaylaştırıyormuşsun, ter kokusunu
azaltıyor, ateşi düşürmeye yardımcı oluyor, romatizma şikâyetlerini
önlüyormuşsun. Ah, arkadaşın kerevizin de senden kalır yanı yokmuş. Ayrıca
maydanoz ve rezeneyi de unutmamak lazım.
Bunları
öğreneli tam bir yıl oldu, hala alışamadım sizlere, kokularınıza, tatlarınıza.
Zorla, ilaç niyetine yiyorum sizleri. Ne zormuş insanın alıştığı tatları
değiştirmesi.
Değişim
gerçekten çok zor. Faydalarını bilsek de hayatımıza güzel olan şeyleri geçirmekte
çok zorlanıyoruz. Spor yapmak istiyoruz. En fazla bir ay azmediyoruz, sonra pes
ediyoruz. Diyet yapmak istiyoruz, pazartesi başlıyoruz, Salı bilemedin Çarşamba
günü son veriyoruz. Soframızdan tuzu eksik etmek istiyoruz, “Pilavda tuzsuz
olmaz ki!” deyip alıştığımız tatlardan vazgeçemiyoruz.
Hayatımıza,
yeni şeyleri dâhil etmek o kadar zor ki. Çoğunlukla alıştığımız şeylere devam
ediyoruz. “En iyi yol bildiğin yoldur!”
lafı tam bizi anlatıyor. Bu zamana kadar yaptığımız, alıştığımız şeyler
kötü de olsa, sağlıksız da olsa, zor da olsa vazgeçmek istemiyoruz ya da
vazgeçmekte fazlasıyla zorlanıyoruz.
Alıştığımız
yoldan gitmek kolaydır. Kötü de olsa, zor da olsa biliyoruzdur. Bildiğin için
de “GÜVENLİ”dir. Güven, bizim en temel
açlığımız, en temel psikolojik ihtiyacımızdır. O yüzden güvendiğimiz yollardan
vazgeçemiyoruz, yeni olan doğru da olsa, hayatımıza geçirmekte zorlanıyoruz.
Bir kitap okuyoruz, ya da bir film izliyoruz, çok etkileniyoruz, “Evet, ben
böyle yapmayacağım!” gibi sözler söylüyoruz, etkisi iki gün sürüyor sonra yine
eski halimize dönüyoruz. Çünkü eski bildiklerimizi uygulamak çok KOLAY, aslında
bizler KOLAYA KAÇIYORUZ.
Yeni
yollar denemek, bazen tuz kullanmamak, bazen sigarayı bırakmak, bazen öfke
kontrolünü sağlamak, bazen spor yapmak, bazen sağlıklı beslenmek, bazen de
ibadet etmek olabilir. Peki, kendimiz için daha iyi olacağını öngördüğümüz
şeyleri hayatımıza geçirebilmek için neler yapmalıyız?
Yeni
bir şeyi, HAYAT ŞEKLİ haline çevirmek için mücadele etmeliyiz. Hiçbir şey
kendiliğinden olmuyor.
Bildiğimiz
yol her zaman en iyisi olmayabilir. Bizim için daha yararlı ve faydalı olacak yeni
yoldan gitmek için çaba göstermeliyiz.
Yeni
yollarda yaşayabileceğimiz sıkıntılarda yılmamalı, vazgeçmemeliyiz.
Sıkıntılarında
hayatın gerçekleri olduğunu unutmamalıyız.
Güzel
şeyler kolay elde edilmiyor, bunu hatırlamalıyız.
Yine yıla yeni başlangıçlarla girmeniz ve sürdürmeniz dileğiyle.
Sevgilerimle…
PSİKOLOG
Meltem Şahiner Öncül
Yeni başlangıçlar çoğunlukla korkutur insanları ve ya başaramazsam cümlesiyle başlanmışsa zaten başaramayız.Yenilikler hayata dair bir çok şeyi güzelleştirir ama o güzellikleri yaşamak için de kendimizle olan savaşımızı kazanmalıyız.Tapmak kolay mi hayır,yapabilir miyiz evet.Kararli olabilmek çok muhim.
YanıtlaSilYeni başlangıçlar bilinmezliği barındırır. Bilinmezlikte endişe vericidir, o yüzden korkutur insanı. Eski kalma eğiliminde olmamıza sebep olur. Neden yeni olanı istediğimizi, neye ihtiyacımız olduğunu, yeni yolda karşılaşma ihtimalimiz olan zorlukları ve kolaylıkları kendimize hatırlatmak kararımızı güçlendirebilir.
SilAyrıca kendimizle olan mücadelemizi bir savaş olarak ifade etmek bana çok yorucu geliyor, kendimizi tanıma, geliştirme, kendimizi ortaya çıkarma yolculuğu gibi tanımlar bana daha sıcak geliyor.