KENDİMİZLE TANIŞMAK
Ben kimim?
Bu dış
görünüşümün altında nasıl biri saklı?
Kendimi tanıyor
muyum? Duygularımı tanıyor muyum? Davranışlarımın farkında mıyım?
Davranışlarımın
ya da duygularımın altındaki nedenleri sorguluyor muyum?
Bir insan
kendini nasıl tanır?
Kendimize
ne kadar yabancıyız. Uzak ve mesafeliyiz. Korkuyoruz sanki kendimizi
tanımaktan. Ne çıkacak bilmiyoruz çünkü. Bilinmezliğin derinliği ve karanlığı korkutuyor
olsa gerek.
Her
canlı bilinmezlikten korkar ya, aslında öyle bir korku. Kendimizi tanımadığımız için kendimizden korkuyoruz.
Bu
korku ile ötekileştirdik kendimizi kendimizden. Daha da uzaklaştık, daha da
derine indi kendimiz, derinleştikte daha da korktuk. Kendimizden uzaklaşma
döngüsü yarattık. Hâlbuki kim daha yakın
olabilir ki bize kendimizden başka.
Belki
bir başkasını, kendimizden daha iyi tanıyor olabiliriz. Çünkü onu daha çok
gözlemledik, ona daha çok saygı duyduk, daha şefkatli davrandık yargısız
yaklaştık, onu memnun etmek için çabaladık. Hoşlandığı ve hoşlanmadığı şeyleri
gözlemleyip ona göre davrandık. Peki ya kendimiz? Daha fazla özeni hak etmiyor
muyuz?
Kendimizle
nasıl tanışacağımızın yanıtı burada; tıpkı bir diğerini tanıdığımız gibi
tanıyabiliriz. Gözlemleyerek, yargılamayarak, şefkatli olarak ve izin vererek.
Evet,
çocuklukta ebeveynlerimizin bize vermediği izinleri, şu an yetişkin halimizle,
şefkatle ve yargısızca yaklaşarak kendimize hediye edebiliriz.
Öfkelenmeye
izin verebiliriz mesela, her zaman “Beyefendi/Hanımefendi” olmak zorunda
değiliz.
Dağınık
olabiliriz mesela, her zaman “Derli toplu” olamayabiliriz.
Hep
çabalamak zorunda değiliz mesela, bazen boş boş durmaya izin verebiliriz.
Her
şeyi tam yapamayabiliriz mesela, eksik yapmaya ya da hata yapmaya izin
verebiliriz.
Başkalarına “Hayır” diyebiliriz mesela, kendi
ihtiyaçlarımızın önceliğine izin verebiliriz.
Hep
güçlü olmak zorunda değiliz mesela, ağlamaya, çaresiz hissetmeye izin
verebiliriz.
Kişilik
bir sarmal gibi binlerce deneyim, milyarca andan oluşur. Fizyolojik durumlarımız,
genetik aktarımlarımız, sosyal yaşantımız, ebeveyn tutumlarımız, çocukluk
algılamalarımız, duygularımız, sosyoekonomik durumumuz, mahallemiz, şehrimiz,
ülkemiz… Hepsi ve daha fazlası bizi var etti ve etmeye devam ediyor. Şuan, hala
kendimizi inşa etmeye devam ettiğimizi unutmadan kendimize yakınlaşmaya,
kendimizle tanışmaya davet ediyorum sizi.
Sevgi
ve saygılarımla…
Psikolog
Meltem Şahiner
Ayvalık Devlet Hastanesi
Yorumlar
Yorum Gönder